ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI
Ayşegül
Aydoğan’ın, Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gülden Köksal’a
dayanarak yaptığı habere göre zeytin ve zeytinyağı Akdeniz tipi
beslenmenin temel direğini oluşturuyor. Kalp ve damar hastalıklarından
koruyucu tesiri olan, kandaki kolesterolü kontrol altında tutan zeytinyağı,
kolay hazmedildiği gibi çocuklar için de büyük önem taşıyor. Sağlıklı
bir hayat için günlük beslenme rejiminde zeytinyağının mutlaka yer alması
gerekiyor. Prof. Dr. Gülden Köksal, “Akdeniz tipi beslenenler diğerlerine göre
en az 10 yıl daha fazla yaşıyor.” diyor. Akdeniz diyetinde zeytinyağının
mümkün oldukça çiğ olarak tüketilmesi isteniyor. Bu çeşit bir diyetin özellikleri
sayılırken en başta ömrün uzama imkânı ifade ediliyor. Ayrıca, “Yaşlılığı
önleyici ve yaşlılıkta kaliteli bir yaşayışa tesiri bulunuyor. Kalp,
damar hastalıkları daha az görülüyor. Bağırsak ve mide kanserine daha az
yakalanılıyor. Fazla kilo almaya sebep olmadığı için de sıhhatli bir yaşayış
sağlıyor.” deniliyor. “Zeytinyağı mucizesi” başlıklı haberde, Prof.
Köksal’ın şu tavsiyelerine de yer veriliyor: “Akdeniz tipi beslenmede sırasıyla
kurubaklagiller, pirinç, bulgur, sebze ve meyveler, zeytinyağı, balık, süt
ve doymuş yağlar alınmalı. Margarin tüketimi en aza indirilmeli. Balık sık
tüketilmeli.”
Sibel
Güneş’in haberinde de İtalyan beslenme uzmanı Prof. Dr. Flaminio Fidanza,
“Akdeniz diyetinde yer alan zeytinyağındaki E vitamini, beta karoten ve
antioksidanlar, yaşlanmayı geciktiriyor, kalp-damar hastalıklarına karşı
koruyor. Bu diyetle bilhassa kadınlar gençliklerini uzun yıllar
koruyabilirler. Vücutta yaşlanmaya sebep olan serbest radikallere karşı
zeytinyağı içindeki maddeler koruyucu bir yapı taşı oluşturuyor. Mide
kanserine karşı koruyor. Biz günde kişi başına 30-50 gram zeytinyağı tüketilmesini
tavsiye ediyoruz. Tercihimiz de sızma zeytinyağından yana... 1958 yılından
bu yana yaptığımız araştırmanın neticelerine göre Akdeniz ülkelerinde
her 10 bin kişiden 284’ü kalp hastalıklarından ölürken, diğer ülkelerde
bu oran 10 binde 655.” dedi.
Yaklaşık
15 sene önce İzmirli bir esnaf arkadaşımızla Torbalı’dan geçerken,
kendi köylerinin sularından söz etmiş, “Sağlıkçıların araştırmasına
göre, bu suyu içen köylülerin çoğunun çeşitli hastalıklara tutulması
gerektiğini, fakat zeytinyağını çokça kullandıkları için bu tehlikeden
kurtuldukları tespit edildi.” demişti. Yine doktorasını İtalya’da
zeytin ve zeytinyağı üzerine yapan bir arkadaşımız da, zeytinyağının
kendine has kokusunun ve özelliklerinin oluşmasını, bizzat bu yağda tespit
edilen 200 çeşit bileşimin varlığına bağlamıştı.
Kur’an-ı Kerim’in “Tin Suresi”nde incire ve zeytine yemin edilmiştir. Kur’an’da üzerlerine yemin edilen varlıkların insanların ülfet ve ünsiyetle bakıp sıradan zannettikleri şeylerin aslında üzerlerinde dikkatle durup incelemeleri gerektiğini anlatmak içindir. Mesela; zeytin ele alınacak olursa, meyve ve yağ olarak çok kıymetli ve sağlığa faydalı bir gıdadır. Ticari hayatımızda rolü büyüktür. Zeytinyağından sabunlar yine sıhhat için önemlidir. Eskiden zeytin yağı, yakılarak aydınlatmada da kullanılıyordu. Eczacılıkta, ilaç sanayiinde de önemi büyüktür.